Sıla-i rahimde ölçü nedir? Akrabalarından ailesine ve kendisine yönelik bir zarar gelmesinden korkan bir kişi sıla-ı rahmi terk edebilir mi?
Akraba ilişkileri anlamına gelen “sıla-i rahim” kavramı, kişinin en yakınlarından başlamak kaydıyla kendisiyle kan, evlilik ve süt akrabalığı yoluyla bağı bulunan yakınlarına karşı insani, ahlaki ve sosyal görevlerini yerine getirmesini ifade eder. Birçok ayet ve hadiste akraba ile ilişkilerin sürdürülmesi ve onların haklarının gözetilmesi emredilmektedir: “Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının?” [Nisâ, 4/1], “Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlara yardım etmeyi emreder?” [Nahl, 16/90], “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver?” [İsrâ, 17/26] anlamındaki ayetler ve “Akrabalık bağını koparan (cezasını çekmeden) cennete giremez.” [Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18-19], “Faziletli işlerin en üstünü senden ziyareti kesen akrabanı ziyaret ederek ilişkiyi sürdürmendir.” [Ahmed, III, 438] anlamındaki hadisler sıla-i rahimin önemini ve bu görevin nasıl yapılacağını ifade etmektedir. Sıla-i rahim görevi genelde iki şekilde yapılır: Arayıp sormak, ziyaret etmek, maddi ve manevi yardımda bulunmak, sevinçli ve acılı günlerinde yanlarında olmak; onlara fiilî veya sözlü olarak her hangi bir zarar vermemek, onları kötülememek, unutmamak, dargın durmamak ve kusurlarını bağışlamak. Akrabalık ilişkilerini sürdürmek farz, bu ilişkileri koparmak ise haramdır. Akrabasını unutmayan, onlar ile ilişkisini sürdüren kimse sevap, aksi davranan kimse ise günah kazanmış olur. Bir kutsi hadiste Yüce Allah, akrabalık ilişkisini sürdüren kimse ile ilişkiyi sürdüreceğini, akrabalık bağını koparan kimse ile ise ilişkiyi keseceğini bildirmiştir [Buhârî, Edeb, 13] Bu çerçevede bir kimse akrabasıyla arasında olan bir husumet neticesinde kendisi ve ailesine kesin olarak zarar vereceğini biliyor ise akrabasıAkraba ilişkileri anlamına gelen “sıla-i rahim” kavramı, kişinin en yakınlarından başlamak kaydıyla kendisiyle kan, evlilik ve süt akrabalığı yoluyla bağı bulunan yakınlarına karşı insani, ahlaki ve sosyal görevlerini yerine getirmesini ifade eder. Birçok ayet ve hadiste akraba ile ilişkilerin sürdürülmesi ve onların haklarının gözetilmesi emredilmektedir: “Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının?” [Nisâ, 4/1], “Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlara yardım etmeyi emreder?” [Nahl, 16/90], “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver?” [İsrâ, 17/26] anlamındaki ayetler ve “Akrabalık bağını koparan (cezasını çekmeden) cennete giremez.” [Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18-19], “Faziletli işlerin en üstünü senden ziyareti kesen akrabanı ziyaret ederek ilişkiyi sürdürmendir.” [Ahmed, III, 438] anlamındaki hadisler sıla-i rahimin önemini ve bu görevin nasıl yapılacağını ifade etmektedir. Sıla-i rahim görevi genelde iki şekilde yapılır: Arayıp sormak, ziyaret etmek, maddi ve manevi yardımda bulunmak, sevinçli ve acılı günlerinde yanlarında olmak; onlara fiilî veya sözlü olarak her hangi bir zarar vermemek, onları kötülememek, unutmamak, dargın durmamak ve kusurlarını bağışlamak. Akrabalık ilişkilerini sürdürmek farz, bu ilişkileri koparmak ise haramdır. Akrabasını unutmayan, onlar ile ilişkisini sürdüren kimse sevap, aksi davranan kimse ise günah kazanmış olur. Bir kutsi hadiste Yüce Allah, akrabalık ilişkisini sürdüren kimse ile ilişkiyi sürdüreceğini, akrabalık bağını koparan kimse ile ise ilişkiyi keseceğini bildirmiştir [Buhârî, Edeb, 13] Bu çerçevede bir kimse akrabasıyla arasında olan bir husumet neticesinde kendisi ve ailesine kesin olarak zarar vereceğini biliyor ise akrabası ile mesafeli durabilir. Ancak bu bağların tümüyle koparılacağı anlamına gelmez. Her halükârda barışmanın yolları aranmalıdır. Bununla birlikte bir kimsenin, kendisiyle akrabalık bağını koparan ya da kendisine eziyet veren yakınlarına gitmesi Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sözlerinde açıkça övülmüştür [Buhârî, Edeb, 15; Müslim, Birr, 22, 2558]. DIYANET