Müslüman bir kadın ehlikitaptan bir erkekle evlenebilir mi?
Dini değer ve yaşantının muhafazası, geliştirilip devam ettirilmesi
ve gelecek nesillere aktarılması gibi önemli sosyal fonksiyonlar
icra eden aile kurumuna hukuki meşruiyet kazandıran
evlenme akdinin sınır ve şartları Kur’an-ı Kerim’de ve sünnette tafsilatlı bir şekilde yer almış, kimlerle evlenilip kimlerle evlenilemeyeceği
detaylı olarak açıklanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de Müslümanların gayrimüslimlerle evlenmelerine
bazı sınırlamalar getirilmiş ve Müslüman bir kadın veya
erkeğin müşriklerle evlenemeyeceği vurgulanmıştır. Bakara suresinin
221. ayetinde mealen:“İman etmedikleri sürece Allah’a
ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın
hoşunuza gitse de Mü’min bir cariye ondan daha hayırlıdır.
İman etmedikleri sürece, Allah’a ortak koşan erkeklerle kadınlarınızı
evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza
gitse de iman eden bir köle ondan daha hayırlıdır…” buyurularak
konuya açıklık getirilmiştir.
Bunların dışında kalan ehlikitap (Hristiyan ve Yahudi) kimselerle
evlenme konusunda ise erkek ile kadın ayrı olarak mütalaa
edilmiştir. Şöyle ki; “… Mümin kadınlardan iffetli olanlarla,
daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar
da, mehirlerini vermeniz kaydıyla evlenmek, zina etmemek
ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir.” [Mâide, 5/5] ayeti ile
Müslüman bir erkeğin ehlikitaptan bir kadınla evliliğine izin
verilmiştir.
Müslüman bir kadının ehlikitaptan bir erkekle evlenmesi ise
caiz değildir. İslam âlimleri Mekke’den Medine’ye hicret edip
gelen kadınlarla ilgili olarak Mümtehine suresinin “…Onların
Mü’min kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri
çevirmeyiniz. Bu kadınlar o inkârcılara helal değildir. Onlar da
bunlara helal olmazlar.” mealindeki 10’uncu ayetinde yer alan
kâfir kavramının, müşrik ve ehlikitap dâhil bütün gayrimüslimleri
kapsadığından hareketle Müslüman bir kadının, gayrimüslim
erkekle evlenemeyeceğini ifade etmişlerdir. [bkz. Cessâs,
Ahkâmu’l-Kur’an, Beyrut 1992, V, 329-331; Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi’l-Kur’an, Beyrut
2006, XX, 419]
İslam dini getirdiği hükümlerde sosyal yapıyı, çevreyi, fertlerin
psikolojik durumlarını göz önünde bulundurmuştur. İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunun temelinde aile hayatının önemli
bir yeri vardır. Gayrimüslim erkekle evliliğin, evlenen kadın ve
doğacak çocuklar üzerinde dinî açıdan olumsuz etkilerinin olması
kaçınılmazdır. Diğer taraftan toplumsal dokunun korunması
ve devamı için aile yapısının ve neslin korunması büyük
önem taşımaktadır. Zira toplumun temelini teşkil eden ve insanın
en yakın ilişki içerisinde bulunduğu çevre ailedir. Bundan
hareketle günümüze kadar İslam âlimleri arasında Müslüman
kadınların gayrimüslim erkeklerle evlenemeyecekleri konusunda
herhangi bir görüş ayrılığı olmamış, aksine bu konuda bir
bakıma icma oluşmuştur.
“… Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal, sizin
yiyecekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli
olanlarla daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli
kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla evlenmek, zina etmemek
ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir.” [Mâide, 5/5]
ayeti ile Müslüman bir erkeğin ehlikitap kadınla evliliğine izin
verilmiştir.
Durum böyle olmakla birlikte eş seçiminde Müslüman hanımların
tercih edilmesi aile huzuru, nesil güvenliği ve toplum selâmeti
açısından daha uygundur.(Diyanet)