İslam da Evlenme Yaşı
Evlenme yaşıyla ilgili olarak:
İnsan ihtiyaçlarıyla ancak yaşayabilir. Midemizin ihtiyaçları var, beynimizin ihtiyaçları var. Maddi bir sürü ihtiyaçlarımız var, manevi ihtiyaçlarımız var. İnsanın karşı cinse olan ihtiyacı en az uyku kadar, yemek kadar, dinlenmek kadar doğal bir ihtiyaçtır. Erkek olsun, kadın olsun; ikinci cinsle birleşip bir hayat sürdürmek, en tabii ihtiyaçlardandır. Evliliği savsaklamak, uzun yıllar ertelemek, üç gün, beş gün, bir ay, uyumamak gibi olabilir. Milyarda bir, on milyarda bir, farklı üç beş insan bu sonucu değiştirmez. Ama on binlerce Peygamberde bir tane örnek yok. Filan tarihte filan zat evlenme ihtiyacı hissetmeden yaşamış olabilir. Ama Allah’ın örnek gönderdiği Peygamberler arasında bekar yok, bekarlığı hoş gören bir Peygamber yok. Peygamberler, en tabii hayatları yaşadılar. Kulluğun ve insanlığın en tabii olanını yaşadılar. Onların hayatları bizim için örnek. Onların hayatı baz alındığında, bekarlığın doğal olmadığını görüyoruz. Bekarlık doğal değil, evlilik doğaldır. Peki ne zaman evlilik gerekecek? Evlenme yaşı kaç yaşında oluşmalıdır? Bu sorunun cevabını şu şekilde verelim; hiçbir şekilde evlilik, askerden sonra, üniversiteden sonra, iş kurduktan sonra, filan yaştan sonra diye daraltılamaz. Eğer meseleye Müslümanlığımız açısından, Kur’an’ımız, Peygamber aleyhisselam efendimizin sünneti açısından bakacaksak, evliliğe yaş sınırı getiremeyiz. Bayan olsun, erkek olsun; ne zaman evlenme ihtiyacı hissediyorsa insan, evliliğin vakti, zamanı o zamandır. Bir insan ihtiyacı hissettiği halde işten, aştan, okuldan, diplomadan dolayı evlenmemesi halinde fıtratını zorlar, iç yapısını zorlar. Sinirli, gergin ilk gençlik günlerindeki güzelliğini taşımayan, insan tipi ortaya çıkar. Olağanüstü şartlar istisna tutulursa gençlerin ve bir nedenle boşanmışların, ikinci evliliklerini, gençlerin de ilk evliliklerini kesinlikle geciktirmemeleri gerekir. Çünkü; bir insan, yemeği ihtiyaç olarak hissettiği halde uykuyu ihtiyaç olarak hissettiği halde ne kadar geciktirir de doğallığı bozulmazsa, evlilik için de geciktirilme oranı o kadardır. Eğer tabii bir hayat, iyi bir kulluk hayatı yaşamak istiyorsak, bunun gereklerinden biri evliliktir. Çocuklarımızı yokuşa sürerek, onlardan iyi bir insanlık, iyi bir evlatlık bekleyemeyiz. Vakti gelen evlenmelidir. Bu vakit on altı yaşı da olabilir, çok nadiren otuz yaşları da olabilir. Ama en tabii olanı yirmiden itibaren kız ve erkek muhakkak evlenme yaşıyla ile ilgili süreci başlatmalıdırlar. Ama bunun zamanı yok, on beş de olabilir, yirmi beş de olabilir. ‘Ne zaman’ını herkes kendisi karar verecektir.(Nurettin YILDIZ-Sosyaldoku Vakfı)